12 Maddede Zülfü Livaneli

Editör:
İclal Yaka
spot_img

Zülfü Livaneli, Türkiye’nin en tanınmış sanatçılarından birisidir. Müzisyen, yazar, yönetmen ve siyasetçi kimlikleriyle birlikte çok yönlü bir kariyere sahiptir. Bireysel ve toplumsal sorunları eserlerinde dile getiren ve bunu yaparken edindiği kültürel birikimini de eserlerine çok güzel bir şekilde aktarmaktadır. Romanlarında kadınerkek, aşk, benlik arayışı, özgürlük, insan ilişkileri, savaş, tarih ve sürgün konularını eserlerinde sade ve etkileyici bir dile anlatmıştır. 1980 sonrası Türk edebiyatında önemli bir yer edinen, hayatını sanata ve edebiyata adamış özgün bir ses Livaneli‘nin eserlerini kronolojik olarak inceleyip sonrasında da deneme ve anı kitaplarına yer verdik.

1. Arafat’ta Bir Çocuk

söylentidergi.com

“Bazı insanlar bütün hayatlarını ‘sınırları aşma mücadelesi’ olarak geçiriyorlar. Galiba ben de bunlardan biriyim.”

Livaneli eserin yazıldığı bu dönemde politik olarak aktif bir kişiydi. 12 Mart 1971 darbesi sonrası bir süre hapiste kaldı ve ardından Türkiye’den ayrılmak zorunda kaldı. İlk eserini yazdığı bu dönemlerde, sürgün yaşamında olduğu için hayatının bu kesitini romanına da yansıtmıştır.

Arafat’ta Bir Çocuk, Zülfü Livaneli’nin 1978 yılında yayımlanan ilk öykü kitabıdır. Kitabın içeriğindeki 8 hikâyenin hepsinin ortak bir noktası var: sınırları aşmak. Kitap küçük bir çocuğun, savaşın ortasında geçen hikâyesini merkeze alır. Savaşın acımasızlığının ve yoksulluğun olduğu bu coğrafyada çocuk olmanın zorluklarından bahsedilir. Halkın savaşa olan direnişini, mülteci kamplarındaki zorlu yaşamı, insanlığın evrensel sorunlarını, savaşın sıradan insanların hayatlarını nasıl parçaladığını ve özellikle çocukların bu süreçte nasıl büyük acılar çektiğini gözler önüne serer.

2. Engereğin Gözü

x.com

1996 yılında yayımlanan Engeriğin Gözü adlı ilk romanında 17. yüzyılda Osmanlı sarayında yaşamış Etiyopyalı bir hadımın ve annesi tarafından tahtından edilmiş bir Osmanlı Sultanı’nın hikâyesi anlatılır. 1997 yılında yazara Balkan Edebiyat Ödülünü getiren eser, çeşitli dillere çevrilerek İspanya, İsviçre, Yunanistan, Kore ve Bulgaristan’da da yayımlanmıştır. Ayrıca roman tarihi kurgu türünde olmasının yanı sıra 17. yüzyıl Osmanlı dönemiyle ilgili psikolojik bir kitaptır.

3. Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm

pinterest.com

“Sadece kediler değil, bütün dünya böyleydi. Ya av oluyordun ya avcı. Ya kedi ya tavşan. Ya ölen ya öldüren.”

Romanın yazıldığı dönem 1990’lar sonlarıdır. Böylece kitapta Türkiye’de 1980 darbesinin yarattığı siyasi ve toplumsal etkilerin hâlâ devam ettiği dönem yoğun olarak işlenir. Bu darbe bir çok kişinin işkence görmesine ve yurt dışına kaçmasına neden olmuştur. Bu kaçış ve sürgün deneyimi, Livaneli’nin kendi yaşamında da derin izler taşır. 2001 yılında yayımlanan roman Yunus Nadi Roman Ödülü‘ne layık gösterilmiştir. Yaşar Kemal‘in “Psikolojik olarak mükemmeldir.” diye yorumladığı kitapta Livaneli gerçekten de karakterlerin içsel dünyalarını çok iyi bir şekilde yansıtmaktadır. Sürgün hayatın yalnızlığını ve bireyin içsel çatışmasını, ölüm ve varoluşsal problemleri çok iyi bir şekilde işlemektedir. Kitabında hem bireysel hem de toplumsal sorunları ele alan yazar aynı zamanda toplumsal ve siyasi eleştirilerini de ustalıkla yapmaktadır.

4. Mutluluk

söylentidergi.com

Zülfü Livaneli’nin Mutluluk adlı romanı 2002 yılında yayımlanmış ve kısa sürede büyük ilgi görmüştür. Kitap Türkiye’deki toplumsal sorunları, gelenek ve modernleşme arasındaki çatışmayı gözler önüne sermektedir. Livaneli, eserinde bireysel ve kültürel farklılıkları, ahlaki özgürlüğü birbirinden farklı üç ana karakterin yollarını kesiştirerek yazmaktadır. Eser, aynı zamanda 2007 yılında beyaz perdeye uyarlanmıştır.

5. Leyla’nın Evi

sosyalyaşa.net

2006 yılında basılan roman, farklı yaşam tarzlarına sahip olan Osmanlı hanımefendisi Leyla Hanım ile Almanya’da yetişnmiş Roxy ve İstanbul beyefendisi olan Ali Yekta Bey‘in hayatlarının kesişiminden oluşur. Birbirinden farklı bu üç hayatın işlenmesiyle de farklı hayat stilleri ve farklı kültürlerden sıklıkla bahsedilir. Okuyucu tarafından oldukça yoğun ilgi gören Leyla’nın Evi aynı adıyla tiyatroda da gösterime girer. Livaneli’nin o dönemde miletvekili olması ve politikayla ilgilenmesi eserinin ilgi görmesini de sağlayan etkenler arasındadır.

6. Son Ada

söylentidergi.com

“Oysa insanlar eşit değildir. Güçlüler ve zayıflar vardır ve hayat bunların arasındaki mücadeleden ibarettir.”

2008 yılında yayımlanan Son Ada, 2009 yılında Orhan Kemal Roman Armağanı‘nı kazanmıştır. Hem toplumsal hem de politik mesajlar veren kitap, yayımlandığı dönemde geniş kitlelere ulaşmış ve edebiyat çevresinde büyük yankı uyandırmıştır. Roman, dünya edebiyatında da çok ilgi görmüştür. Livaneli, kitapta anlatmak istediklerini doğrudan değil, sembolik olarak anlatmıştır. Toplumun sessizliğini, çevre tahribatını, baskıcı iktidarı konu edinerek politik ve siyasi eleştirileri eserine iliştirmiştir.

“Livaneli’nin bu benzersiz yaratıcı romanında, insan yapısı otoriteyle karşı karşıya… Yazar bizi dünyamız üzerinde yeniden düşünmeye çağırıyor. Mutlaka okunmalı.” -Prof. Lenore Martin, Harvard Üniversitesi-

7. Serenad

denizhummasi.com
“Bu dünyada sana kötülük yapmak isteyen insanlar çıkacak karşına, ama unutma ki iyilik yapmak isteyenler de çıkacak. Kimi insanın yüreği karanlık, kimininki aydınlıktır. Geceyle gündüz gibi! Dünyanın kötülerle dolu olduğunu düşünüp küsme, herkesin iyi olduğunu düşünüp hayal kırıklığına uğrama! Kendini koru kızım, insanlara karşı kendini koru!”

2011 yılında yayımlanan Serenad II. Dünya Savaşı sırasında yaşanmış gerçek bir trajediye, Struma faciasına dayanır. Tarihsel gerçeklikler üzerine kurulu olan bu roman savaş esnasında yaşanan dramlara ve insan ilişkilerine değinmektedir. II. Dünya Savaşı sırasında var olan sorunları muhteşem bir şekilde bizlere aktaran romanda aşk, acı, insanlık tarihi, vicdan ve suçluluk temaları da etkileyici bir şekilde ele alınır. Tarihsel olayları romandaki karakterlerle ustalıkla harmanlayan Livaneli, eserinde gösterdiği bu başarıyla kaleminin gücünü kanıtlar niteliktedir.

8. Kardeşimin Hikâyesi

söylentidergi.com

Zülfü Livaneli’nin 2013 yılında yayımlanan romanı Kardeşimin Hikâyesi; polisiye, aşk ve psikoloji üzerine bir romandır. Livaneli her eserinde olduğu gibi bu eserinde de sade ve sürükleyici bir dil kullanmıştır. Kitabı unutulmaz kılan en önemli noktalardan olan hikâyenin hiç kimsenin bekleyemeyeceği bir sonla bitmesiyle Livaneli bir yazar olarak kurgulamadaki başarısını ortaya koymuştur.

Kitabın kurgusundan sonra beni hayrete düşüren ikinci şey ise romanın kapak resmi oluyor. Kardeşimin Hikâyesi‘nin kapağında bulunan resim, ünlü ressam Rene Magritte‘nin The Lovers (Aşıklar) tablosudur. Tabii ki de bu tablonun kapak resmi olarak kullanılması tesadüf değildir. Livaneli kapak resminden bize bazı sinyaller vererek kitabı bitirdiğinizde kapak ile kurgu arasında bağlantı kurmanıza olanak tanıyor.

9. Huzursuzluk

bookinton.com

“Bütün Ortadoğu’nun adeti budur oğlum, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. Kendi kanının tadından sarhoş olur.”

2017 yayımlanan Huzursuzluk kitabı, yayımlandığı dönemde hem edebi çevrelerde hem de okuyucular arasında büyük ilgi görmüştür. Roman, toplumsal duyarlılığı ve savaşın insana olan etkilerini güçlü bir şekilde işlemesiyle dikkat çekmektedir. Vicdan ve insanlık temalarının başarıyla işlendiği eser, Türkiye’nin toplumsal ve kültürel değerlerine de değinir. Livaneli insanlık dramını, savaşın ve zülmün ortasında kalan insanları, kimlik arayışlarını, inançlarını, mezhep çatışmalarını, toplumsal travmaları ve kültürel çatışmaları bireysel hikâyelerle birleştirerek anlatmaktadır. Kitapta tarihsel olayların ve Ortadoğu’nun çok güzel betimlendiğini düşünmekle birlikte aşağıdaki alıntı bence bunu en güzel şekilde yansıtıyor.

“Harese nedir, bilir misin oğlum? Arapça eski bir kelimedir. Bildiğin o hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri buradan türemiştir. Harese şudur evladım: Develere çöl gemileri derler bilirsin, bu mübarek hayvan üç hafta yemeden içmeden, aç susuz çölde yürür de yürür; o kadar dayanıklıdır yani. Ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır. Gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlarlar. Keskin diken devenin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar. Tuzlu kan dikenle karışınca bu tat devenin daha çok hoşuna gider. Böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve. Bunun adı haresedir. Demin de söyledim, hırs, ihtiras, haris gibi kelimeler buradan gelir. Bütün Ortadoğu’nun âdeti budur oğlum, boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. Kendi kanının tadından sarhoş olur.”

10. Kaplanın Sırtında

kayıprıhtım.com

Zülfü Livaneli’nin 2022’de yazmış olduğu Kaplanın Sırtında adlı romanı, II. Abdülhamid’in son yıllarına odaklanan tarihi bir kurgudur. Roman, Abdülhamid’in 1909’da tahttan indirildikten sonra Selanik’te geçirdiği sürgün dönemini ele alır. Fakat kitap dönemin siyasi atmosferinden çok Abdülhamid’in iç dünyasıyla ve psikolojisiyle ilgilidir. Bu yönüyle sadece bir padişahın portresi değil aynı zamanda derinlikli psikolojik tahlilleri ile de öne çıkar.

11. Denemeleri

söylentidergi.com

1987 yılında yayımlanan Dünya Değişirken adlı deneme kitabı, yazarın Hürriyet gazetesinde yayımlanan “Gorbaçov’la İki Saat”, Politika gazetesinde yayımlanan “Devrimsiz Devrimciler” ve “Dönemeyenler” yazı dizilerinden oluşur.

Bir diğer denemesi Orta Zekâlılar Cenneti ise 1991 yılında yayımlanır. Kitap, 1990 yılında Sabah gazetesinde “Dünya Değişirken” adlı köşesinden derlenen yazılarından oluşur. Yazar bu denemelerde, Türkiye ve dünyadaki gelişmeleri yorumlar.

12. Anı Kitapları

söylentidergi.com

Dünya kültürünün ilerlemesi adına da çalışmalarda bulunan Zülfü Livaneli, 1986
yılında Cengiz Aytmatov’un davetiyle, Issık Göl Forumu‘na katılır. Bu forum sırasında, Mihail Gorbaçov’la tanışan Livaneli, 2003 yılında yayımladığı Gorbaçov’la Devrim Üstüne Konuşmalar adlı anı kitabında, onunla yirmi yılı aşkın bir süreye yayılan görüşmelerini anlatır. Yazarın hayatını anlattığı anı kitabı Sevdalım Hayat ise 2007 yılında yayımlanır.
Yazar, anılarıyla bir ülkenin tarihine ışık tutarak, okurun bir çağa tanıklık etmesini sağlar. Üretmek için yaşayan Livaneli, yaratılarını hayatının özeti olarak görür.


Kaynakça:

  • Livaneli, Zülfü. Huzursuzluk. İstanbul: Doğan Kitap, 2020
  • Livaneli, Zülfü. Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm. İstanbul: İnkılap Kitapevi, 2021
  • Livaneli, Zülfü. Serenad. İstanbul: İnkılap Kitapevi, 2021
  • sabah.com. “Yunus Nadi Roman Ödülü Livaneli’nin”. Web. Erişim: 09.09.2024
  • Onaran, S. “Tarih ile Aile Romanının İlişkisi: Zülfü Livaneli’nin ‘Serenad’ Romanında Sergilenen Geçmiş ve Bellek”. Diyalog Interkulturelle Zeitschrift Für Germanistik, 2.1 (2014):59-70.
  • teis. yesevi.edu.tr. “Zülfü Livaneli”. Web. Erişim: 09.09.2024
spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.