10 Maddede Şükrü Erbaş

spot_img

Şükrü Erbaş’ın eserleri, insanın varlığıyla tanışmasını sağlar ve insanlığın sorularına birer cevap niteliği taşır. Bundandır ki Şükrü Erbaş, Türk edebiyatı içinde yer alan kıymetli yazarlardan bir tanesidir. Hem toplumsal hem bireysel konulara değindiği eserlerinde kullandığı temalar doğa, yalnızlık, toplum, sevgi olarak sıralanabilir. Şiirlerin ana merkezi her zaman insandır. İnsan üzerinden kavgayı, sevgiyi, yaşamayı anlatır. Halkla iç içe olan şair, eserlerine de bunu yansıtır ve köy yaşamının, köy insanının toplum içinde nasıl bir konumda olduğunu gözler önüne serer. Sevgiyi ise birine duyulan aşk olarak değil de, yaşamaya, doğaya karşı olan bir duygu olarak aktarır. Bunların yanı sıra hüzün, adalet şiirlerinde gördüğümüz temalar arasındadır. Bu yazıda Şükrü Erbaş‘ın birbirinden özel eserlerini sırasıyla inceleyeceğiz. Keyifli okumalar!

1. Aykırı Yaşamak (1985) 

“Uzun uzun susuyoruz sözün kıyılarında
Hangi kapıyı aralasak bir uzaklık esiyor
Hiçbir düşünceyi sonuna dek götüremiyoruz.” 

Şükrü Erbaş bu eserini 1985 yılında yayımlamıştır. Edebiyat hayatının başlarında daha çok bireysel konulara değindiğinden dolayı Şükrü Erbaş’ın dünyasını daha iyi anlayacağımız eserlerden bir tanesidir Aykırı Yaşamak. İmgelerle güçlendirdiği bu eser; yalnızlığı, gurbeti, hüznü, umutsuzluğu okuyucusuna aktarır.  

2. İnsanın Acısını İnsan Alır (1995) 

“İnsanlık ne kadar büyük bir yalnızlığı, yabancılaşmayı, sevgisizliği ve yıkımı yaşıyor olursa olsun, dünyanın herhangi bir yerinde şiir yazan birisi varsa ve onu okuyan bir başkası varsa, barıştan, aşktan, özgürlükten ve güzellikten umudu kesmeye yer yoktur.” 

Şükrü Erbaş, İnsanın Acısını İnsan Alır eserini 1995 yılında yayımlamıştır. Bu kitap deneme, eleştiri ve diğer yazılarının toplandığı ilk kitabıdır. Aşkı ve topluma karşı duyduğu sevgiyi okuyucusuna anlatmak ister. Cümlelerin arasında aşkla, hüzünle, yalnızlıkla yaptığınız gezinti bizleri başka bir evrene götürür adeta. 

3. Bağbozumu Şarkıları (2012) 

“Bu kalabalıkta bu tenhalık
sevgilim, bütün sözlerimi
mazlumların rüyasından seçtim” 

Kitap, içinde yirmi sekiz şiiri barındırır. Şükrü Erbaş bu kitabında insanın iç dünyasını işler. Varoluşsal sorgulamalar, yalnızlık, herkesin içinde yaşanan yalnızlığı anlatır. 2013 yılında Bağbozumu Şarkıları Altın Portakal Şiir Ödülü’ne aday gösterilmiş ve birinci seçilmiştir.

4. Çekilme Suları (2014) 

“Git. Kapan. Yeterince yol biriktirdin. Küçük kasabalardan akşamların var. Sabah indiğin şehirlerin buğulu kalbi senin. Her çaresizlikten binlerce dalgınlık edindin.” 

Çekilme Suları, Şükrü Erbaş’ın denemelerinin bir araya toplandığı bir eserdir. 1995-2007 yılları arasında kaleme aldığı şiirler yer alır. Yaşamı, toplumu, sanata olan bakış açısını, şiire karşı yaptığı değerlendirmeleri inceler. Şükrü Erbaş’ın şiir hakkındaki düşüncelerini, gözlemleri öğrenmek için okunacak doğru kitaplardan bir tanesidir. 

5. Pervane (2015)

“Oda, hayal, sokak, hatıra
Yalnızlıkla kalabalık arasında bir eşitlik işaretiyim. “ 

Şükrü Erbaş’ın Pervane eseri 2015 yılında yayımlanmıştır. Toplumsal duyarlılığa fazlasıyla değinerek vicdanı, haysiyeti, adaleti, ölüm ve yaşamı anlatır eserinde. Kitapta yer alan şiirlerin duygularının yoğunluğu fazlasıyla güçlüdür.  

6. Yaşıyoruz Sessizce (2016)

“İki kişilik bir yalnızlığım fotoğraflarının önünde
Birisi alıp götürdüğün, öteki bırakıp gittiğin.” 

Yaşıyoruz Sessizce, Şükrü Erbaş’ın eşinin vefatından sonra yaşadığı acısını, ağıtlarını, yalnızlığını ve duygularının derinliğini anlatır. Öyle ki evdeki sıradan eşyaları olan yastığı, yorganı, perdeleri bile şiirine ortak eder Şükrü Erbaş. Çünkü bazen bir şeyi kaybettiğinde hayatının anlamını da onunla yitirirsin. Onunla baktığın pencereden gördüğünle onsuz baktığın pencereden gördüğün manzara aynı değildir. Şükrü Erbaş da kaybetmişlik duygusunu bizlere yaptığı güçlü imgelerle bu eserinde aktarmıştır.  

 7. Kuş Uçar Kanat Ağlar (2017) 

“Ben o gün orada öğrendim, çocukluğu olmayanın büyüklüğü de olmazmış.” 

Bu eserde özlem ağır basar. Ölüm ve yaşam, yalnızlık, insanın iç ve dış dünyasında kurduğu bağlantıları barındırır içerisinde. Günlük yaşamından izlerle anlatır bize bunları Şükrü Erbaş. Oldukça sade bir dille işlediği eserlerinde, yoğun bir metaforik dil kullanarak anlatımını oldukça güçlendirir.  

8. Otların Uğultusu Altında (2018)

“Hangi hayal hangi hatıranın yerini tutar
Bir gövdeden ötekine gölgelenen zamanlar
Ey çaresizlikten yapılmış yaşama bilgisi
Taşların taşlarla konuştuğu bu yalnızlıkta
İnsan üzüntüden başka nedir ki” 

Tıpkı diğer eserlerinde olduğu gibi tekrardan insanı, doğayı, insanın iç dünyasını bizlere anlatır Şükrü Erbaş. Şiirlerinde kullandığı dil ve üslup tabii ki okuyucusunun şimdinin ve geçmişin arasındaki köprüyü nasıl kuracağını anlatır. Genel olarak eserlerin etkisi altına aldığı hava karanlıktır çünkü daha çok sorgulayıcı ve insanın zaman içinde yaşadığı pişmanlıklardan söz etmektedir.  

9. Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya (2020)

“Gönül yorgunluğu ne, biliyor musun? Gökte yıldızın kalmıyor. Gölgen bir yere sığmıyor. İçindeki şarkı içinde boğuluyor. Penceren sokağa bakmıyor.” 

Bu eser, Şükrü Erbaş’ın 2015-2019 yılları arasında kaleme aldığı şiirlerden oluşur. Yazarın kişisel deneyimleri, geçmişe dönük söylemleri ve yalnızlık gibi konuları içerir. Okurken yaşanmışlıklarla ve düşünüp de yaşanılmayan ihtimallerle baş başa bırakır okuyucusunu. Hem kendini hem de okuyucusunu daha derinden düşünmeye sevk eden bu kitap, insanın kendini sorgulaması için önemli bir eser olarak yerini alır insanın hayatında.  

10. İnsan Bir Eksik Sözdür ( 2021)

“İçimizdeki boşluğa tutunarak umut etmeye çalışıyoruz:
Bizim rüyalarımız olmadan dünya güzel olamaz
Bizim şarkılarımız olmadan insan sevmeyi bilemez
Bizim merhametimiz olmadan tanrı kimseyi bağışlayamaz
Bizim dudaklarımız gülmeden çocuklarımız çiçek açamaz.” 

Şükrü Erbaş’ın inceleyeceğimiz son kitabı olan İnsan Bir Eksik Sözdür, insanın eksik olduğu yanlarını, umutsuzluğu ele alır. Şükrü Erbaş bu eserinde çekinmeden bastırılmış, göz ardı edilmiş, eksik duygulara yer verir. Bu yüzdendir ki Şükrü Erbaş’ın şiir dünyasının kıymetlileri arasında sayılır bu eser. İnsanın kendine söyleyemediği şeyleri, empati yapmayı, kişinin kendini olduğu gibi tüm zayıflıklarına rağmen kabul etmesini, kendisiyle barışmasını ve böylelikle erişilen huzuru bizlere aktarır, kaleminden dökülen güzel ve anlamlı sözleriyle. Bakış açısıyla bakış açımızı genişleten, okumayı sevdiren ve anlamlandıran birbirinden güzel kitaplarından bir tanesi olan bu eser, Şükrü Erbaş kadar okuyucunun da şiir dünyasını kıymetli kılan kitaplar arasında yer alır.  


Kaynakça:

Öne Çıkan Görsel Linki

okumaninsonunayolculuk.com “Şükrü Erbaş Şiirine Küçük Bir Giriş”. 20.09.2025 web

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.